Hayatın Gerçek Kahramanı: Kadınlar
07 Mart 2017, Salı

Hayatın Gerçek Kahramanı; Kadınlar paneli gerçekleştirildi. Panelde, AK Parti Ankara Milletvekili Jülide Sarıeroğlu ‘Yönetici Kadın Olmak’, TRT Spikeri Tijen Karaş ‘Medyada Kadına Bakış’, 15 Temmuz darbesinde kamyonu ile köprüye gelen Şerife Boz ‘15 Temmuzun Kadın Kahramanları’, Araştırmacı Dr. Keziban Avcı ‘Sağlıkta Çalışan Kadın Olmak’ ve Otizm Federasyonu Başkan Yardımcısı Fatma Kilci Kavas da ‘Çalışan Anne Olmak’ konularını ele aldı.

TİJEN KARAŞ: YAŞANABİLECEK EN KÖTÜ ŞEYİ YAŞADIK

Panel, TRT Spikeri Tijen Karaş’ın moderatörlüğünde yapıldı. Panelin açılışında konuşan Karaş, o gece yaşadıklarının, bir spiker olarak başlarına gelebilecek kötü şeyler listesinde bile yer almadığını söyledi.

80 darbesinde 5 yaşında olduğunu söyleyen Karaş, “O dönemi çok net hatırlamıyorum. Hatırladığım meydanlara çıkıp, halka yaptığı konuşmalardı. Bir spiker olarak başımıza en kötü ne gelebilir, sorusunun cevabı, o geceye kadar bir gaf, ekranda söylememeniz gereken bir şeyi söylememekti. Başka bir şehirde görevlendirilebilirdiniz.” şeklinde konuştu.

O kara gecede asker kıyafetli teröristler tarafından rehin alındıklarını söyleyen Karaş, stüdyoda olması ve monitörlerin elektriklerinin kesilmesi yüzünden dışarıyla irtibatlarının kesildiğini, ne olup bittiğinden haberdar olmadıklarını ifade etti. Askerin rejiyi basıp, yüzü koyun, elleri arkadan bağlı yere yatırıldığını söyleyen Karaş, silahları gölgesinde, baskı ve tehditlerle o bildiriyi okumak zorunda kaldığını belirtti.

ŞERİFE BOZ: ÇARŞAFIM ENGEL OLMASA TANKIN ÜSTÜNE BEN DE ÇIKARDIM

Darbeye karşı direnişin sembol isimlerinden olan, kamyonu ile köprüye gelen Şerife Boz ise konuşmasında, vatanını, milletini, bayrağını, ezanını çok çok seven bir Anadolu kadını olduğunu söyledi. O akşam televizyon izlerken köprüyü gördüklerini, kapalı ve kalabalık olmasından şüphelendiğini, bunu gören eşinin de olayın bir darbe olduğunu söylediğini ifade etti.

Bunun üzerine, çarşafını giyer giymez çocuklarını alıp hiç korkmadan cihada gittiğini söyleyen Boz, “Ben giderken, yolda fırınlarda ekmek kuyruğuna girenleri, bankalarda kuyruk bekleyenleri gördüm. Hepsini direnişe çağırdım. Hiç korkmadım, öldüreceklerinden, ölmekten. Oğlum tankın üstüne çıktı. Çarşafım engel olmasa ben de çıkardım. Ertesi gün, ev halkını, komşuları kamyona doldurup gittik. O günden beri Çanakkale’de olduğu gibi, Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi ayaktayım. Vatanımıza sahip çıkalım. Hep biriz, beraberiz. Kardeş olalım, birlik olalım. 15 Temmuzlar yaşanmaması için birlik ve beraberliğimizi koruyalım.” şeklinde konuştu.

JÜLİDE SARIEROĞLU: AHMET GÜNDOĞDU VE AYDIN ÜNAL’LA MECLİSİ AÇTIK

AK Parti Ankara Milletvekili Jülide Sarıeroğlu ise paneldeki konuşmasında 15 Temmuz gecesi yaşananları anlattı. 15 Temmuz ve sonraki gecenin çok ağır geçtiğini söyleyen Sarıeroğlu, “Unutulmayacak bir geceydi. Gençlerimiz, kadınlarımız en ön saflarda olmasaydı, belki bugün burada olamayacaktık. Milletimiz felaketin eşiğinden döndü. İsimsiz çok kahramanımız var. O gece meydanlarda, sokaklarda olan ama bugün isimlerini bilmediğimiz birçok kahramanımız var.” dedi. 
15 Temmuz’un, kendisi açıdan da çok farklı olduğunu söyleyen Jülide Sarıeroğlu, o gece yaşadıklarını ise şu şekilde anlattı: “O akşam, ilk Afyon Milletvekilimiz Ali Özkaya, milletvekilleri arasındaki whatsapp grubuna yazdı. ‘FETÖ’cüler darbe yapıyorlar, Hava Kuvvetleri merkezli bir darbe girişimi’ dedi. Kendisini aradım, sokaklardaydı, zaten. Olayın ciddi olduğunu, kime ulaşılabilirse, herkese haber verilmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine, ilk olarak ağabeyim, Memur-Sen Onursal Başkanı Ahmet Gündoğdu’yu aradım. Telefonda bomba sesleri geliyor, MİT’e yakın bir yerde oturuyor. ‘Şu anda MİT’i yerle bir ediyorlar’ dedi. Hemen çıkmaya karar verdik. Geçmiş darbeler aklıma geldi, bu kadar kanlı olacağını düşünmemiştik. Biz, direnerek darbenin karşısında durmak ve geri püskürtmek istedik. Gidip de dönmemek olduğunun bilinciyle evden helalleşerek çıktık. Ahmet Gündoğdu ve Aydın Ünal’la TBMM’de buluşmak üzere sözleşmiştik. TBMM’ye geldiğimizde, güvenlik gerekçesiyle içeri alınmak istenmedik. Ahmet Gündoğdu vekilimizin kararlı ve sert tutumu ile kapıları açtırdık ve içeri girdik. Her yer karanlık, tabi. Önce, aynı zamanda TBMM İdari Amiri olan Ahmet Bey’in odasının anahtarlarını bulduk, açtık. Bu sırada diğer vekillerimiz de gelmeye başladı. Genel Kurulun açılması için, TBMM Başkanı ile görüştük. Anahtarları zorla bulduk. Şalterleri kendimiz açtık. Vekiller olarak, kapıyı, ışıkları, ses sistemlerini kendimiz açtık. Zor dönemde vekillik yapmayı nasip etti. Tarifi imkansız bir acı yaşadık. Şehitlerimizin geride kalan aileleri, bize birer emanet.”

KAVAS: OTİZMLİ ÇOCUK ANNESİ OLMAK, BİR LÜTUF

Sendikamız Afyonkarahisar Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Otizm Federasyonu Başkan Yardımcısı Fatma Kilci Kavas konuşmasında, programın düzenlenmesinden dolayı teşekkür etti. Kadınların sivil toplum örgütlerinde görev almasının önemli olduğunu söyleyen Kavas, kadınların içinden çekildiği yapıların başarılı olamayacağını ifade etti. Otizmli bir çocuk annesi olarak günlük en fazla üç saat uyuyabildiğini, ancak buna karşın 12 değişik sivil toplum örgütünde görev aldığını, ev işlerine ve işine yoğunlaşabildiğini belirtti. Kadınların STK’larda bulunamamalarında ev işlerini bahane ve mazeret yaptığını söyleyen Kavas, “Hem ev işleri hem STK’larda görev almak zor mu, evet zor. Yetiştirebiliyoruz, ancak zorlukla, bunu kabul ediyorum. Başarmanın yolu, bunun önceden hedeflenmesi ve çalışmalara çocukluktan başlanması gerekiyor.”

‘Bugün burada 15 Temmuz kahramanlarını dinledik. Ben de oğlumun kahramanıyım’ diyen Fatma Kilci Kavas, oğluyla birçok etkinliğe de katıldıklarını ifade etti.

AVCI: BİLGİNİN GÜCÜNÜ KÜÇÜK YAŞTA FARK ETTİM

Araştırmacı, Dr. Keziban Avcı ise konuşmasında panel ve kendisine söz verilmesinden dolayı teşekkür etti. 15 Temmuz kahramanlarının yanında kendi çalışmalarını kahramanlık olarak görmediğini söyleyen Avcı, bunun ancak akademik hayatının başında kendisine bir güç katacağını söyledi.

Hacca gittiği için akademik kariyerinin bittiğini söyleyenlere karşın, bunu başarmanın kendisi için bir zorunluluk olduğunu söyleyen Avcı, “Master ve doktora ile farklı bir alanda kendimi geliştirmeye karar verdim. Beni motive eden unsurlardan biri, bilginin bir güç olduğudur. Bunu çok küçük yaşta fark etmem, benim için bir şanstır. İkincisi ise, her insan bir şeyler üretiyor; kimi değer, kahramanlık üretirken, kimisi de fitne, dedikodu ve kötülük üretiyor. Bizim için kritik olan, ne olmak istediğimiz.” Şeklinde konuştu. Avcı ayrıca, kadınların hayatın her alanında olması gerektiğini söyledi.

 

 

PAYLAŞ :