Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan, vefatının 10. yılında Memur-Sen tarafından düzenlenen bir programla anıldı. Genel Merkez Yöneticilerimizin de katıldığı gecede, Akif İnan dostları hatıraları yad etti.
Gecenin açılışında konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, her ortama değer katan ve iz bırakan Mehmet Akif İnanı anmak için bir araya geldiklerini, aslında O güzel insanın kendilerinin bir araya gelmesine vesile olduğunu söyledi.
Bırakılan salih amellerin öldükten sonra da sahibine fayda sağladığını hatırlatan Gündoğdu, İlim erbabının bıraktığı eserler de sadaka-i cariyedir. Büyüğümüz bizlerin ve gelecek nesillerin sürekli yararlanacağı eserler bırakmıştır. Akif İnan için, eser çok. Eserlerinin başında da bugün Türkiyenin en büyük ve güçlü sivil toplum kuruluşu Memur-Sen ve bağlı sendikaları gelmektedir şeklinde konuştu.
Mehmet Akif İnanın bıraktığı eserlerden bir diğerinin kitapları olduğunu bildiren Gündoğdu, daha önceden bastırılan eserlerden sonra, Eğitim Bir-Senin son olarak da üniversite mezuniyet tezi olan Cumhuriyetten Sonra Türk Şiiriisimli eserinin kitaplaştırıldığını dile getirdi.
Konfüçyüsün Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil sözüne dikkat çeken Gündoğdu Merhum Akif İnan, bizler için yollar açtı, yol haritaları sundu. Zengin telefon rehberleri bıraktı. Bugün de bu telefon defterlerindeki adreslerin sahipleriyle birlikteyiz. Bu Memur-Sen için en büyük kazanç, en büyük zenginliktir. Dostlarla birlikte olmak Akif İnanı yeniden yaşatmaktır dedi.
Mehmet Akif İnanın 4 sayfadan oluşan bin adet bir bülten çıkarabildiği zaman bile, dünyanın en mutlu insanı olduğunu söyleyen Gündoğdu, 4 sayfalık bir bülten çıkarsa dünyalar Onun olur, imkan olsa da yüzbinler basıp Türkiyenin dört bir yanına göndersek derdi. Bugün konfederasyonumuz, Kamuda Sosyal Politika, sendikalarımız Eğitime Bakış, Din ve Toplum, Şehir ve Medeniyet adıyla akademik dergiler ve konfederasyon ve sendikalarımızla yüzbinlerce bültenler çıkarmaktayız şeklinde konuştu.
Anma Programının yapıldığı gün bile, Mescid-i Aksa şairi olan Akif İnanın emanetine sahip çıkmak için Filistine Yol Açık konvoyuna geçiş izni vermeyen ve sorun çıkaran Mısırı, büyükelçilik binasına siyah çelenk bırakarak protesto ettiklerini söyleyen Gündoğdu, sözlerini Akif İnanın Mescid-i Aksa şiirinden bir dörtlükle bitirdi.
YETİK: ÖNCE FİKRİ YAPISINI OLUŞTURDU, SONRA SENDİKAYI KURDU
Daha sonra kürsüye, Mehmet Akif İnanın yakın dostu, yol arkadaşı Memur-Senin ikinci Genel Başkanı Zübeyir Yetik davet edildi. Akif İnanın çok yönlülüğüne dikkat çeken Zübeyir Yetik, şunları söyledi:
Şiirle ilgilenenler, Akif İnanın şairliği ile ilgili sözler duymak istiyor. İnan, sadece şair değil, aynı zamanda da büyük bir edebiyatçı idi. Gün geldi, sendikacılığa başladı. Eserlerinin çoğunda da sendikacılığa ait görüş ve düşünceler vardır. Bir birikim olarak önce fikriyatını hazırladı, sonra sendikacılığa başladı. Biz, ortaokulun son yılları, lisenin ilk yıllarında 3 arkadaş yola çıktık; Akif İnan, ben ve Nihat Armağan. Ancak bu üçlü, bir araya geldiklerinde, fikir konuşma, edebiyat konuşma, İslamı konuşma dışında özel hayatlarını konuşma fırsatını hiç bulamadı. İşte Akif İnan fotoğraf olarak bende böylesine bir dost, Allah için yaşamış, Allah rızası gütmüş ve yaptığı her şeyi Allah için yapmaya çalışmış ve yapmıştır.
ÖZDENÖREN: ARKADAŞLIĞIMIZ KAHRAMANMARAŞ LİSESİ'NDE BAŞLADI
Zübeyir Yetikten sonra konuşan Rasim Özdenören ise, Mehmet Akif İnanla ilgili yol arkadaşlığının, İnanın Şanlıurfa Lisesinden Kahramanmaraş Lisesine gelmesiyle başladığını bundan sonra yollarının Ankarada tekrar kesiştiğini ifade etti. Erdem Beyazıt, Akif İnan ve Nuri Pakdille Edebiyat Dergisini çıkarma girişiminde bulunduk ve çıkardık. Sonra Mavera Dergisini yayın hayatına kazandırdık şeklinde konuşan Özdenören, daha sonra şunları söyledi: Daha önce bir mecliste, Biri anılınca, diğerleri akla gelen başka bir edebiyat topluluğu yoktur cümlesi sarf edilmişti. Akifi anınca, diğerlerini de anmadan geçemeyiz. Bu isimler ise Mehmet Akif İnan, Erdem Beyazıt, Alaaddin Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Nazif Gürdoğandır. Rahmetli Necip Fazıl, Ankaraya gelince arada bizde kalmakla birlikte genellikle Akif İnanın evinde kalırdı.
PAKDİL: ADAM GİBİ ADAMDI
TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil ise konuşmasında, bir neslin yetişmesinde ilk kıvılcımları yakan kişiyi anmak ve dostlarıyla bir arada olmaktan duyduğu mutluluk ve memnuniyeti dile getirdi.
Pakdil, adam gibi adam tabirinin Akif İnanda yerini bulduğunu belirterek, Bizim gençliğimizde gidip bir şeyler öğrenebileceğimiz, istifade edebileceğimiz çok kimse yoktu. O dönemde, bir gönül insanı olarak bize gönlünü açmıştı şeklinde konuştu.
USLU: AKİF İNAN ENSTİTÜSÜ KURULMALI
Edebiyatçı kişiliği, şairliği üzerine söz söyleyecek değilim. Ama sendikacılığı konusunda bir şeyler söyleyebilirim. Çünkü Onu sendikacılığa iten insanlardan birisiyim şeklinde sözlerine başlayan Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu da, o süreci şu şekilde anlattı:
Memur sendikacılığına inanan kişiler olarak bir lider aradık. Memur sendikacılığı işçi sendikacılığına benzemiyor. Hem ağabey olacak, hem lider olacak, hem bilge olacak, hem mütevazi olacak, hem kucaklayacak hem de talimat verip çalıştırabilecek. İlk aklımıza gelen ve üzerinde ittifak ettiğimiz kişi Rahmetli Akif İnan oldu. Rahmetli bugün sağ olsa da bugünleri görseydi, bu tablo ile gurur duyardı. Hem bilge, hem tevazu sahibi bir derviş, bütün asaletiyle modern zamanlar şovalyesi olabilen; bir çok özelliği üzerinde taşıyıp hakkını verebilen ender kişilerdendi. Adaletten, insaniyetten ve meşruiyetten yana olmuş biri idi. Bugün bu konuda bir isteğimi belirtmek istiyorum; Onun ideallerini, ülküsünü gelecek nesillere taşıyacak ve yaşatacak bir Akif İnan Enstitüsüne ihtiyacımız var, onu da gerçekleştirmeliyiz.
TÜM DOSTLARI ANMA GECESİNDEYDİ
Anma programın sunumunu gerçekleştiren Memur-Sen Genel Eğitim ve Dış İlişkiler Sekreteri Ahmet Kaytan, Geceye katılanlar arasında Akif İnanla ilgili hatıraları bulunan ve Onu anlatabilecek İnan dostları, ağabeylerimiz var. Halil İbrahim Çelik, Mahmut Arslan, Ahmet Bilgin, Ahmet Fidan, Atilla Maraş, Mehmet Oymak ve diğerleri. Ancak son olarak, Urfanın fikri yapısının oluşmasında Akif İnan ve Zübeyir Yetikin nasıl bir katkısı olmuşsa, Ankaranın fikri yapısına büyük katkıları olan, çoğumuzun Saatçi Musa olarak bildiği Musa Çağıl ağabeyimize son sözü vermek istiyorum diyerek, sözü Musa Çağıla verdi.
Çağıl ise, Akif Allahın rahmetine elbette kavuştu. Er kişi idi, can kişi idi, dost kişi idi. Benim dükkanımın müdavimlerindi. Çok sohbetlerimiz oldu. Ancak bu gecede sadece bir kelamımın duyulması benim için yeterli dedi.